Kısa Tarihçe-i Hayatı:
Alimlerin büyüklerinden zamanın Gavsı Eşşeyh Muhammet İhsanüddin Tekin Ennecmüssakıb El Bafavi (k.s.); resmi olarak 01/01/1947 tarihinde Mardin’in Ömerli ilçesine bağlı Dereyanı Köyünde dünyayı şereflendirmiştir. Babasının adı Hüseyin Hüsni, anasının adı Atiye’dir.
Babası Hüseyin Hüsni hoca efendi mardinin sayılı ilim adamlarından olup oldukça aydın bir kişiliğe sahipti. İlk ilim tahsilini altı yaşında babasının yanında gördü. İki ay gibi çok kısa bir zaman içinde kuran-ı kerim’i bitirmesi babasının dikkatini çekmiştir. Arabi ilimlere olan bu yatkınlığı askerlik çağına kadar sürecek olan ilim hayatının başlamasına vesile olmuştur. Hocası Molla Abbas’ın (Kızıltepe) yanında uzun süre ilim tahsilini devam ettirmiştir. Daha sonra Batmanda Molla Fahreddin Yıldız (k.s.) nun yanında kalan tüm ilim tahsilini tamamlayarak icazetini aldı. Seyda hazretleri Suyuti adlı kitabının arkasına yazdığı notunda şöyle demiştir. ‘’Bu Suyuti kitabını 1962 yılında Cizreli Molla Abdurrahman Xendeki’nin yanında 4 ayda bitirdim’’ yani Seyda henüz 15 yaşında iken 4 ay gibi kısa bir zamanda Suyuti’yi tamamlamıştır. Çok sayıda öğrenci (fakih) yetiştirdi. Hatta Şeyh Seyda’nın (k.s.) oğlu olan ve ondan sonra irşad bayrağını devr alan Şeyh Muhammed Nurullah (k.s.) hazretlerine bile ders verdiği bilinmektedir. İlim tahsili sırasında Şeyh Seyda’ya (k.s.) (Cizre) bağlanarak tarikat basamaklarını hızla tırmandı. Şeyh Seyda’nın (k.s.) vefatından sonra Şeyh Muhammet Nurullah’nın (k.s.) yanında tarikat ve ilim hizmetlerine devam etti. Daha sonra ise Şeyh Muhammet Nurullah (k.s.) elim bir kazada vefat etmesiyle beraber kendisine keşfen Siirt’te ikamet eden (merhum şeyh şerafettin k.s. oğlu) Şehy Muhammed Kazım’a (k.s.) bağlanması emredildi. Emre itaat ederek Şeyh Kazım (k.s.) hazretlerine intisab etti. Şeyh Muhammed Kazım’ın (k.s.) elinden hilafet aldı.
15/01/1973 tarihinde Batman’nın Hıshıs köyünden Şeyh Kasım oğlu Şeyh Resul’un (k.s.) kızı seyyidet Fatıma ana (Yade) ile evlendi. Seyid ve şeyh kızı olan seyyided Fatıma validemizden sekizi erkek ikisi kız olmak üzere on çocuğu bulunmaktadır.
Resmen 1969 yılında Kayadere (Bafava) Köyü kurucu imam hatibi olarak göreve başladı. 25 yıl 5 aylık devlet hizmeti sırasında Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Atlıca (şeyhanejori) Köyüne tayin olundu. Burada yaklaşık olarak 3 yıl hizmet etti sonra 15/09/1994 tarihinde emekli oldu. Emekliliği ile beaber D.Bakır’ın Bismil ilçesine taşındı. Yaklaşık olarak burada bir yıl sekiz ay kaldıktan sonra Adıyaman’ın Kahtâ İlçesine taşındı burada da yedi yıl ikamet ettikten sonra 4 Ocak 2001 tarihinde Bursa’nın İnegöl ilçesine taşındı irşad ve sohbetlerine buradan devam etti. Gavs hazretleri uzun süre boğazında gelişen tümörden dolayı tedavi gördü. Sağlık problemleri son demlerinde epeyce arttı. 12 Ocak 2007 Cuma sabahı saat sekiz sularında rahmet-i rahmana kavuştu. Ve doğduğu köye (kayadere Köyü’ne ‘Bafava’) nakledildi
Gavs Hazretleri Kimdi Ve Nasıl Biriydi?
Hazretlerin ruhu yüksek alemlerden idi. O inayet hücresinde terbiye kılınmıştı. Esasen yaratılıştan olan velayeti Allah vergisi, saadeti anadan doğma idi. Onu görenler kalbleri onu sever ve ona uyardı. O sultanların kalblerinin sevgilisi, bütün süluk ehlinin efendisi idi. Onun saadeti havvasın dileklerinin kabesi idi. Devletlü kapısı insanların maksadı idi. onu gören alim olsun ve cahil olsun tam veli olduğunu anlarlardı. Zamanın teki ve büyüğü idi. Onun şanı ve güzel namı ülke topraklarında meşhur idi. Seçilmişler ona seve seve hizmetçi olup büyüklüğünü kabul etmişlerdi. Sohbetini duyup huzurunda bulunanlar, hal ve kemallerin a'lasını bulmuşlar,mübarek başında ve şerefli göğsünde güneş gibi parlayan nur görmüşlerdir. Onu görenler onu habersiz sevmişler, erdiklerinde onunla ermişlerdir. Onun hayal-i cemalini kalbine nakşedenler sefasını sürmüşler, O vasıta ile huzur meclisine girmişlerdir. Çünkü o büyük vasi Tarikat-ı Muhammediyyede imam idi. Mürşidi kamilin alametleri onda tam idi. Tevfik onun arkadaşı orta hal yolu idi. Üns onun dostu Ferahlık nefesiydi. Hikmet kumandanı, tefekkür veziri idi. Sıdk, onun sancağı, hilm ise sanatıydı Mükaşefe gıdası, müşahade şifası idi. Şeriatın edepleri onda aşikar, zahiri, hakikat halleri batını idi. O marifet kaynağının göğsü geniş ve şanı azim olanlardan idi. Harikaları, garip halleri sayılamayacak kadar çok idi. Zamanın evliyasının kutbu, Her üzüntülünün gavsı idi. Gönül aleminde, O asrının evliyasının sultanı, aşıkların cananı, dertlilerin dermanı, cemal ve kemal ile parlak güneş idi. Basiret sahipleri onun şanında hayran oldukları gibi duası makbul idi. İkbal ve izzeti, himmetinin nüfuzu güneşten açık idi. Onun ahbablarına ikramı, fakirlere yardımı minnetsiz idi. Kendisini ziyaret edenlere öğütleri, diğerlerine sevgi ve duası bol idi. İnsanlar ve cinler ona hürmet ve ikram ile emrine uyup rızasını ister idi. Çünkü o, insanların ve cinlerin mürşidi, marifet sahib-lerinin şeyhi, alemdekilerin azizi, Adem'in hilafette varisi ve Habib-i Ekrem (S.A.V)'in vasisi idi. Allah-u Teala, bizi onun ruhani terbiyelerinden mahrum eylemesin. Amin.
VEFATI : (12/01/2007)
O temiz ruh yeryüzüne inip kemal kazanmış, insanlar tarafından tanınmış olup, ezeli inayetlere kavuşmuş, ebedi feyzlere kaynak olmuş, iki cihanı gönül aynasında bulmuştu. Her şeyi unutup yalnız Rabbini bilmiş, O'nunla kalmış idi. Böylece bu dünyanın cefasından yüz çevirip, zevk ve sefa alemine dönmüş, bu dünyanın karanlık ve bulanıklığının çokluğundan usanıp, vahdet aleminde daimi vuslat şerbetini arzulamıştı. Bu dükkanda bir acaip cilve ile nöbetini bırakmayıp, göç vakti gelmiş idi. Bu fani dünyadan o baki ahirete gitmek, ona kolay olmuştu. Zira o Kabaladaki birinci vefat hadisesinde iradi ölüm ile ölmüş idi. Ruh-i paki beden mezarında mahpus gibi kalmış idi. Yaşı elli dokuza varınca boğazında gelişen tümörden ötürü rahatsızlandı. Yaklaşık olarak sekiz ay tedavi gördü. 2007 yılının ocak ayının on ikinci günü Cuma sabahı saat 08:00 sularında hakkın rahmetine kavuştu. O esnada şerefli odası güzel kokularla doldu. Sanki birer hokka ud ve anber yakılmış gibi oldu. Çocukları ve torunları kederli ve üzüntülü idiler. onun içinse, o gün bayram günü oldu. Selamün kavlen min Rabbimirrahimi işitince Allah deyip cismini bırakıp,canını,hakka,verdi. Ruhu gidip, latif cismi kaldı.
O huzur sahibi, bu dar-ı dünyayı bırakıp ebedi sürur ve saadet diyarı olan ahirete intikal edince çocukları ve torunları ayrılığına ağlayıp keder içinde şaşıp kaldılar. O gün ona büyük bayramken, onlara ve talebelerine matem oldu. O gün evlad-ı kiramı, ikindi vaktine kadar onu yıkayıp kefenlediler, Çok kısa bir süre içerisinde en uzak diyarlara Gavs’ın vefat haberi ulaştı ve çok sayıda cemaat ikindi vakti İnegöl'de hazır toplandı. ikindi namazını müteakiben İnegöl Turgut Alp Camii'nde Çok sayıda cemaat eşliğinde Cenaze namazı kılındı. Kalabalık bir konvoy eşliğinde Aile efradı ve talebeleri tarafından, Vasiyetini yerine getirmek üzere naaşını doğduğu köy olan Bafava (Kayadere) köyüne naklettiler. Ertesi gün Köye varıldığında saat iki buçuğu gösteriyordu. İkindi namazına müteakiben amcasının oğlu Molla Mahmut tarafından Bafava Köy camisinde kalabalık cemaat eşliğinde tekrar cenaze namazı kılındı. Daha önceden kendisi için tertip edilen geniş Gırıke arazisine doğru omuzlar üzerinde getirildi ve oraya defnedildi. İki ay sonra mezarının üzerine muazzam kubbeli bir türbe ve onun yanın başında dev bir misafirhane inşaatı başlatıldı. Türbenin tüm duvarları Kütahyadan özel olarak getirilen çinilerle bezendi. Mezarının üzerine bir kafes yaptırıldı. Kafesin üzerine yaldızlı boyalarla Kur'an-ı Kerim'den kısımlar nakşedilen bir örtü örtüldü. Türbesi halen birçok kişi tarafından ziyaret olunmaktadır.
Hidâyete, doğruya ve selâmete götüren yolun Peygamber vârisi âlimlere ve meşayıhlara saygıdan geçer. Değerli kardeşlerim, ehl-i vefâ olarak evsaf sahibi büyüklerin anılarını unutmamalı, vasıflarını kalplere nakşetmeli, tarihin sahifelerine not etmeli ve adaplarını uygulayıp, nasihatlarına önem vermeliyiz! Büyük zâtları inkar etmek, saygı göstermemek, meziyet ve iyiliklerini unutmak ve unutturmak, Müslümanları dinden uzaklaştıran en büyük sebeplerdendir... Bu güzel ve tatlı günün büyük anlamı ve faydası vardır. Delalet ettiklerinden birisi de şudur ki, Müslümanlar arasındaki kardeşlik rabıtası ve bağı tüm bağlardan daha güçlü ve kuvvetlidir. Sayın kardeşlerim, bu muhteşem günden maksat birliktir, beraberliktir, iyi niyettir ve 'a yönelmektir. Ve böylesi günler, dağılan milleti bir araya getirmek ve Müslümanlar arasından tefrikaları silip, yok etmek içindir.
İmkanlarımız ölçüsünde Gavs Hazretlerinin vefat gününe işaret eden 12/01/2007 tarihini geleneksel hale getirip her yıl bu tarihte Gavs Hazretlerini anma programları oluşturup birlik ve beraberliğe vurgu yapmaya gayret edeceğiz. Bu şekilde Gavs Hazretlerini anarak yasinler, fatihalar, mukabele ve hatimler indirerek onun bildirdiği yolda giderek ona layık olma noktasında gayret etmeli ve en önemlisi ona vefa borcumuzu ödemeliyiz.
Kadasallahu sırrehu. Temiz Ruhu için el Fatiha.
El Fakir
Mehmet Sait TEKİN
GAVS HZ. VEFAT YILDÖNÜMÜ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİZİ AŞAĞIDAKİ BÖLÜMÜ DOLDURARAK BİZİMLE PAYLAŞABİLİRSİNİZ